مزمل
Müntehab-ı Lugat-ı Osmaniye - مزمل maddesi. Sayfa: 299 - Sira: 28
![](/rsm/munt2/25/299-28.jpg)
İlaveli Müntehab-ı Lugat-ı Osmaniye - مزمل ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
مزمل güncel sözlüklerde anlamı:
müzemmil ::: (a. s.) : tezemmül etmiş, birşeye sarılmış, sargılanmış.
müzzemmel ::: (a. s.) : tezmîl edilmiş, elbise içine sarılmış.
müzzemmil ::: (a. s.) : tezmîl eden, elbise içine saran, (bkz. : mütezzemmil). devamı N harfi yazılmamış
müzehheb ::: (a. s. zeheb'den) : 1) tezhibolunmuş, altın suyuna batırılmış. (bkz. : müzerkeş). 2) yaldızlanmış.
müzehhib ::: (a. s. zeheb'den) : 1) tezhîbeden, altın suyuna batıran, tezhipçi. 2) yaldıza batıran, yaldızcı.
müzehher ::: (a. s. zühre'den) : 1) çiçekli; çiçeklenmiş, çiçek açmış. 2) i. kadın adı.
müzehher kûfî ::: i. g. s. bir yazı sitili.
müzekkâ ::: (a. s. zekât'dan) : 1) tezkiye edilmiş, paklanmış, aklanmış. 2) Allah'ın adı anılarak kesilmiş hayvan. 3) zekât verilmiş.
müzekker ::: (a. s. ve i. zikr'den) : 1) erkek, er. 2) a. gr. *eril, kelimeyi erkek gösteren [isim, zamir, sıfat, fiil]
müzekker-i semaî ::: gr. erkeklere mahsus olduğu kulaktan duyulan kelime.
müzekkl ::: (a. s. zekât'dan) : 1) tezkiye eden, temizliyen, aklıyan. ' 2) şahitlerin vazi-vetini inceliyerek şahitlerinin kabul edilebileceğini ispat eden. 3) cenaze töreninde tezkiye eden.
müzekki-n-nüfûs ::: 1) nefisleri arıtan; 2) 1469 fR74) da ölen $eyh Eşrefoğlu Abdullah'ın öğütleri hâvî dînî bir eseri.
müzekkir ::: (a. s. zikr'den) : 1) zikr hatıra getiren, andıran. 2) zikreden, ibâdet eden.
müzekkire ::: (a. i. zikr'den) : bir iş için üstün makama yazılan resmî kâğıt.
müzellak ::: (a. s.) : ayağı kaydırılmış.
müzellef ::: (a. s.) : yüzünde yeni yenitüyler çıkan, (bkz. : şâbb-ı emred). [yapma kelimelerdendir]
müzellil ::: (a. s. züll ve zillet'den) : zelilleştiren, hakirleştiren.
müzemmele ::: (a. i.) : soğuk su testisi.
müzemmem ::: (a. s.) : bayağı, aşağılık, fena, küstah [adam]
müzemmil ::: (a. s.) : tezemmül etmiş, bir şeye sarılmış, sargılanmış.
müzenned ::: (a. i.) : 1) dar yer. 2) tamahkâr, elisıkı.
müzennid ::: (a. s.) : çakmak ile ateş çakan.
müzerkeş ::: (a. f. b. s.) : altın sırmalı, altın sırma ile işlenmiş, (bkz. : müzehheb). Seccâde-i müzerkeş : altın sırma ile işlenmiş seccade.
müzerri' ::: (a. s. zer'den) : tohum eken [makine]
müzevvâ ::: (a. s. zâviye'den) : zâvi-yeli, köşeli.
müzevveb ::: (a. s.) : tezvîbedilmiş, eritilmiş.
müzevvec ::: (a. s. zevc'den) : tezvîcedilmiş, çiftleştirilmiş.
müzevvek ::: (a. s.) : civa ile yaldızlanmış.
müzevver ::: (a. s. zever'den) : tez-vîr olunmuş, uydurulmuş, düzme [söz, haber. .]
müzevvib ::: (a. s. zevebân'dan) : tez-vîbeden, eriten.
müzevvir ::: (a. s. zever'den. c. : müzevvirîn) : tezvîr eden, yalanı telleyip pullıyan, arabozucu. (bkz. : müfsid).
tnüzevvir-âne ::: (a. f. zf.) : tezvirci-likle, arabozuculukla.
müzevvirîn ::: (a. s. müzevvir'in c.) : tezvirciler, arabozucular.
müzevvel ::: (a. s. zeyl'den) : 1) zeyli, ilâvesi, katılmış nesnesi olan. 2) eklentisi olan. 3) cevâbı altına yazılıp geri gönderilen [tezkere]
müzeyyelât ::: (a. i. c.) : katılmış şeyler, eklentiler.
müzzemmel ::: (a. s.) : tezmîl edilmiş, elbise içine sarılmış.
müzzemmil ::: (a. s.) : tezmîl eden, elbise içine saran, (bkz. : mütezzemmil).
müzemmil ::: (a. s.) tezemmül etmiş, birşeye sarılmış, sargılanmış.
müzzemmel ::: (a. s.) tezmîl edilmiş, elbise içine sarılmış.
müzzemmel ::: (a. s.) tezmîl edilmiş, elbise içine sarılmış.
müzzemmil ::: (a. s.) tezmîl eden, elbise içine saran, (bkz. : mütezzemmil).