مال
Müntehab-ı Lugat-ı Osmaniye - مال maddesi. Sayfa: 208 - Sira: 1
İlaveli Müntehab-ı Lugat-ı Osmaniye - مال ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
مال güncel sözlüklerde anlamı:
"); -mal ::: (f. s.) : "süren, sürülen; takılan, sarılan" mânâlariyle terkipler yapar. Rû-mâl : yüz süren. Pâv-mâl : üzerine ayak sürülen, ayak altında çiğnenen.
mâl ::: (a. i. c. : emval) : 1) bir kimsenin tasarrufu altında bulunan değerli ve gerekli şey. 2) varlık, servet. 3) para, nakit, gelir. 4) tüccar eşyası. Beyt-ül-mâl : [Tanzîmat'tan önce] devlet hazînesi; . [Tanzimat'tan sonra] şeriat mahkemelerinde mirasçıları bulunmıyan ölmüş kimselere âit malların hesabı görülen dâire. Re's-ül-mâl : ana para. (bkz. : sermâye).
mâl defterdarı ::: [Tanzîmat'tan önce] devlet mâliyesi işleriyle uğraşan kimse.
mâl-i cizye ::: arazîden alınan haraç.
mâl-i gaybî ::: sahibi çıkmıyan, bulunmuş mal.
mâl-i gayr-i mütekavvim ::: huk. [eskiden] in-tifâı mübâh olmıyan veya mubah olup ta ihraz edilmemiş olan mal. Meselâ : [şarap mal ise de Müslümanlara göre onunla intifa mubah olmadığından mütekavvim değildir. Lâkin dinlerince is-tîmâli mubah olanlara nazaran mütekavvimdir]
mâl-ı Karun ::: mec. çok zengin.
mâl-i menkul ::: nakledilebilen, taşınabilen mal [bina ve arazîden maada]
mâl-i mütekavvim ::: huk. [eskiden] iki mânâda kullanılır : biri intifâı mubah olan şeydir, diğeri mâl-i muhrez demektir. Meselâ : [denizde iken balık gayri mütekavvim olup, tutmak ile ihraz olundukta mâl-i mütekavvim olur. Keza, şıra ile intifa mubah olduğundan mül-i mütekavvimdir]
mâl-i keşûfiyye ::: Mısır'da mansıp almak için kâşifler tarafından valilere verilip Mısır hazînesi arasında, cep harçlığı olarak, pâdişâha gönderilen paralar.
mâl-i mugtenemât ::: vurulan urbandan ele geçen hayvan ve sâirenin bedeli.
mâl-i mukabele ::: tar. timarlardan hâsıl olan gelirler.
mâl-i mukayyed ::: mukataalarla malikânelerin defterlerde yazılı gelirleri.
mâl-i mîrî ::: mîrî'ye, hükümete lit olan mal.
mâl-ı nâtık ::: canlı mal, at, deve, katır gibi dört ayaklı hayvanlar.
mâl-i sâmit ::: cansız mal.
mâl-i uhrevî ::: âhiret için kazanılan sevap.
mâl kalemi ::: mâliye dâiresi.
mâl müdürü ::: kaza mâliye me'muru.
mal sandığı ::: devlet geliri sandığı, vezne.
meâl ::: anlam
mâl ::: para , servet
mal ::: mal
mal ::: servet
-mal ::: (f. s.) süren, sürülen; takılan, sarılan